“Google’da “iş görüşmesi” diye bir arama yaptığınızda çıkan sonuçların büyük çoğunluğu iş görüşmesine gidecek iş arayan adaylara o iş görüşmesinde başarılı olmak için “n” tane yolu göstermeye yönelik. İşe alma kararında etkisi olan görüşmecilere yönelik paylaşım ise çok az.”
- İş görüşmesinde başarılı olmanın yolları
- En zor iş görüşmesi sorularına cevaplar
- 8 klişe iş görüşmesi sorusu
- Google’ın mülakat soruları
- İş görüşmesinde vücut dili
… şeklinde giden binlerce sonuç karşımıza çıkıyor.
Bu içerikleri hazırlayanların ellerine sağlık, mutlaka faydalanacak adaylar vardır. Ancak basmakalıp bu yöntemlere karşı işe alımcıların daha da basmakalıp yöntemleri yok mu? Off hem de ne biçim…
Unutmamak gerekiyor ki -bence- en önemli yönetim fonksiyonlarından olan işe alım sürecinde fark yaratamazsanız, yabancı dille eğitim veren üniversiteden yeni mezun olmuş işe alım asistanının iki dudağı arasındasınız. O nedenle işinizi daha sağlama alacak bir yol belirlemeniz gerekiyor. Kariyer sitelerinde aynı firmanın 8 farklı ilanına “like” eder gibi başvurmanın dışında bir “fark”tan bahsediyorum. Ya da iş görüşmesinde olası bir “firmamız hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna “1971 de kurulmuşsunuz”dan fazlası…
Birbirinin benzeri hatta aynısı çok fazla işe alım görüşmesi yaptığım doğrudur ancak bu tamamen mesleğimle ilgili. Bir “aday” olarak profesyonel hayatım boyunca yapacağım görüşme sayısı -umuyorum ki- sınırlı. Her firmanın işe alım metodu ve her işe alım yöneticisi farklı olacağı gibi her işe alım görüşmesi de farklıdır, kendi hikayesi vardır. Hayat standartınızı belirleyecek, faturalarınızı ödeyecek, sonraki dönemlerde kariyerinize yön verecek ve “ailenizden fazla görüşeceğiniz” bir toplulukla tanışmaya niyetlisiniz, o nedenle önemsemek, üzerine düşmek ve dersinize çalışmak gerekir.
8 klişe iş görüşmesi sorusu konusunda pek fikir veremem ama size geçtiğimi ay yaşadığım süreçten bahsetmek isterim.
Geçtiğimiz ay iş arayan bir arkadaşımla birlikte görüşmeye çağrıldığı üst düzey bir işi kapabilmesi için kafa kafaya verdik.İlanı dikkatlice inceledik, firma hakkında bulabildiğimiz her türlü veriyi inceledik. Sözlükler, şikayet siteleri, twitter feedlerine kadar ulaşabildiğimiz her kaynağa göz attık. Bankacı bir arkadaşımızdan –informel- olarak firmanın finansal durumunu öğrendik, bakkala manava borcu yokmuş. LinkedIN üzerinden çalışan profiline baktık, arkadaşımın profili ile karşılaştırdık. Bir nevi SWOT analizi yaptık. LinkedIN üzerinden çalışanlara ulaşıp mülakat süreçlerini öğrendik. Sözlü ingilizce sınavı, kişilik envanteri ve değerlendirme merkezi uyguladıklarını öğrendik. İngilizce sınavı olacağı günün sabahında “psikolojik” olarak toparlanması için Amerikalı bir eğitmenle 2 saat geçirmesini sağladık. Değerlendirme merkezine ilk defa gireceği için uygulamaların genelde aynı olacağını varsayıp internet üzerinden örnekler bulup çalıştık. Kişilik envanterini de aklına ilk geldiği gibi, cevapları manipüle etmeye çalışmadan doldurması konusunda mutabık kaldık. İş görüşmesine gideceği yeri, ulaşım olanaklarını ve ulaşım zamanlamasını planladık.
Sonunda, firma hakkında belki de işe alım yöneticisini rahatsız edecek oranda bilgi sahibi, sürecin tüm ayaklarına en azından sürpriz yaşamayacak kadar hazır adayımızı, günün önemine uygun kıyafetle ve randevusuna geç kalmasına mahal vermeyecek şekilde kendine güvenli bir ruh hali ile görüşmeye gönderdik.
Sonuç olarak süreçte yarışacağı adayların “1971 de kurulmuşsunuz”dan fazlası olmayacağı varsayımından, adayımız tüm süreçleri başarı ile geçti, büyük bir profesyonellikle ve tutarlılıkla teklif görüşmesini gerçekleştirdi hatta bol sıfırlı ilk maaşını banka hesabında gördü bile. Tahsis edilen şirket aracını burada yazmak istemiyorum çünkü itiraf etmeliyim ki ben de kıskanıyorum!
Dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Şirketlerin yumuşak karnı “yetenekleri” zor bulmaları. Yetenekliyseniz, üstelik dersinize iyi çalışmışsanız “5 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?” sorusuna cevabınızın gerçekleşmesi için 5 yıl beklemenize gerek yok. Ama bu “yetenekler” galiba biraz tembel!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder